16 Mart 2017 Perşembe

Su Arıtma'da LG Membran Teknolojisi

Naturelife 3.Nesil Su Arıtma Cihazı Neden LG Membran Tercih Ediyor ?
1952 Yılında faaliyetlerine başlayan şirketler topluluğu Güney Koreli LG,elektronik  ve cep telefonu gibi alanlarda bugün uluslararası dev bir şirkettir.
lg-membran-teknik-foy-1
1952 Yılında faaliyetlerine başlayan şirketler topluluğu Güney Koreli LG,elektronik  ve cep telefonu gibi alanlarda bugün uluslararası dev bir şirkettir. Uzun AR-GE ve laboratuvar çalışmaları sonucunda, suyun membran teknolojisiyle  arıtılarak tüketilmesinin en sağlıklı yöntem olduğu belirlenmiş, buna paralel Elektrik ve Elektronik teknolojisi alanlarında ortaya koymuş olduğu kalite ve estetiği, su arıtma teknolojisinde de göstererek,LG MEMBRAN ile pazara güçlü bir giriş yapmıştır. LG membran, üstün performans su üretimi ve dayanıklılığı ön plana çıkmaktadır. Uluslararası bir marka olan LG membran, kalitesi ve güvenirliliği, tüketici tarafından en önemli tercih sebebidir. Estetiği ve yüksek performansı her zaman önde tutan LG membran, su arıtma teknolojisinde de farkını ortaya koyuyor
LG TWRO-1812 / LG TWRO-2012
Evsel Ters Ozmoz (RO) Membranı
lg-membran-gorsel
LG Chem tarafından evsel su arıtımı için tasarlanan NanoH2O™ ters ozmoz membranları, evinizde suyu güvenli ve etkili bir şekilde arıtmanız için ileri ince-film nano-kompozit membran teknolojisi ile üretilmiştir.Bu membranlar, NSF sertifikalı olup dünyanın dört bir yanındaki müşterilere LG Chem markasından beklenildiği gibi güvenilirlik ve kaliteyi taşır. LG TWRO evsel RO membranlarının tümü  Naturelife 3. Nesil RO sistemleri ile uyumludur.

Alkali su nasıl yapılır ? En ucuz Alkali su...


Alkali yiyecekler ve içecekler tüketerek insan vücudu alkali olur mu ? Evimizde alkali su yapabilir miyiz?
Son zamanlarda Alkali su hakkında  internet sitelerinde, bloglarda, sosyal paylaşım sitelerinde,reklamlarda ve daha bir çok alanda yoğun bir algı yönetimi yapıldığına hepimiz şahit oluyoruz. Özelikle Dr. Sıfatı ile ticaret yapan ve bu sıfatlarını
kullanarak Algı yönetimi çalışmasında ön cephede savaşan bir çok tanıdık isim bu konuda son derece eksik bilgi veriyor. Özelikle “ cımbızla çekilen başlıklar” altında tüketicileri etkilemeye çalışıyorlar. Kafaları karıştıran Alkali su  ve diyeti hakkında bizde sizler için bir araştırma yaptık. Kaynak olarak Özelikle üniversite araştırmaları ve konusunda uzman ancak bu işin ticaretini yapmayan kurumları tercih ettik. Umarız sizlerde bu çalışmadan memnun kalırsınız.
1. Sorumuz
Vücudumuzun PH Değeri Yani Alkali Değeri Değişir mi ?
İnsan vücudunun PH değerini değiştirmek mümkün değil. Kan hafifçe alkali bir sıvıdır. Asitlik derecesini gösteren PH’si 7,35 – 7,45’ dir. Bu çok dar bir aralıktır ve hassasiyetle korunur. Kan seviyesinde 7,35 altına düşmesi “Asidoz” hastalığına, 7,45 üstüne çıkması ise “Alkaloz” hastalığına neden olur. İnsan vücudunun PH değeri 7.0 altına düşmesi veya 7,8 üstüne çıkmasın sonucu ise kesin ölümdür.
2. Sorumuz
Alkali Su veya Yiyecekler Tüketerek Vücudumuzu Alkali Hale Getirebilir miyiz ?
Tükettiğimiz besinler sadece idrarın PH değerini değiştirir. Siz ne yaparsanız yapın vücudumuz, kanımızın PH değerini 7,35 ile 7,45 arasında dengeler.  Bu dengelemeyi yaparken böbrekleri ve akciğeri kullanır. Eğer dengeleme yapamıyorsa solunumsal asidoz veya alkaloz yada metabolik asidoz veya alkaloz hastalığınız var demektir. Asit-baz bozuklukların nedeni iki geniş katagoriye ayrılır.
  • Solunumu etkileyenler ve CO2konsantrasyonunda değişikliklere neden olanlara solunumsal (respiratuar) asidoz (düşük pH) ve solunumsal alkaloz (yüksek pH) denmektedir. Solunum hızındaki değişikliklere bağlı asit-baz bozuklukları genellikle normal solunumu olumsuz etkileyen akciğer hastalıkları veya rahatsızlıklarına bağlıdır.
  • HCO3-konsantrasyonunu etkileyen bozukluklara metabolik asidoz (düşük pH) ve metabolik alkaloz (yüksek pH) denmektedir. Metabolik asit-baz bozukluklarıböbrek hastalığına , elektrolit bozukluklarına, ağır kusma veya diyareye, belli bazı ilaçlar ve toksinlerin alınmasına ve normal metabolizmayı olumsuz etkileyen hastalıklara (örn.,diyabet).bağlı olabilmektedir.
3. Sorumuz
Alkali Su Tüketmek Faydalı mı ? Zararlı mı ?
Bu sorunun cevabı yine aynı. Vücudunuz Alkali dengeyi mutlaka sağlayacaktır . Siz 14 PH Alkali su tüketseniz de vücudunuz yüksek PH değerini böbrekleri kullanarak 7,35 – 7,45 aralığına getirecektir. Eğer mideniz ekşimiş ve asiditesi çok yükselmiş ise yüksek PH içeren içecek ve yiyecekler sadece midenizi rahatlatacaktır. (Potasyum içerikli mide ilaçları gibi)  Organlarımızı yormamak için yapılması gereken doğru  hareket abartıdan uzak dengeli ve düzenli beslenmek olacaktır.
4. Sorumuz
Evde Ucuza Alkali Su Nasıl Yapılır ?
 2 litre suya yaklaşık 1 yemek kaşığına yakın karbonat koyun ve karıştırın. Bu kadar basit ve ucuz. Gün boyu bu suyu için. Hatta sıcak veya soğuk içeceklerinizde bile bu suyu kullanabilirsiniz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi mide ekşimeleri ve reflü gibi rahatsızlıklarda alkali su tüketimi midenizi rahatlatabilir. Özelikle çok kızartma, ağır yağlı, asitli içecek, beyaz un ve şekerli gıdaları çok tüketen biriyseniz, alkali su içmenizin sağlığınıza olumlu etkileri olabilir.
Bazı Kaynaklar
Ankara ÜniversitesiLab Test Laboratuar
Celal Bayar ÜniversitesiAcil ve İlkyardım
Anadolu Böbrek FakfıEnder Saraçoğlu

Arıtılan suyun zararı var mı?

Arıtılan Suyun Zararı var mı?
"Bu yazımızda Arıtılan Suyun Zararı var mı ?" sorusuna cevap vereceğiz. Özelikle "su arıtıldıktan sonra içindeki tüm faydalı mineraller yok oluyor mu?" Sorusu da bu yazıda geniş yer bulacak. Bu yazıyı hazırlarken ilk önce insanları yaşlara ve cinsiyetlerine göre ayırarak günlük ne kadar mineral ihtiyacı olduğunu tespitini yaptık.Daha sonra sularda ve gıdalarda 100 gr da ne kadar mineral var inceledik. Her ikisini kıyasladığınızda neyi ne kadar tüketince vücudunuzun ihtiyacı olan mineralleri alacağınızı net bir şekilde tespit edebileceksiniz. Bu yazıyı okuduktan sonra baştaki soruların "Su arıtıldıktan sonra içindeki tüm faydalı mineraller yok oluyor mu ?" "Arıtılan Suyun Zararı var mı ?" sorularına kendi kendinize bir cevap vermiş olacaksınız.
Ancak benim vaktim yok kısaca cevap istiyorum diyorsanız ? Şunu söyleyebiliriz. Su arıtma cihazlarında su arıtıldıktan sonra Mineral ve Alkali filtrelerin içinden geçer ve minerallere doyduktan sonra denge tankına dolar. Böylelikle tüketeceğiniz temiz ve sağlık su tüm zararlılardan arındıktan sonra mineralle kaynaşmış ve ambalajlı sulara göre çok daha mineralli hale gelecektir. Yanı sıra su arıtma kullanıcıları ambalajlı su kullanıcıların tersine  sularını diledikleri kadar mineralize etme imkanına sahiptir.
İnsan vücudunun günlük mineral ihtiyacı cinsiyete ve yaş grubuna göre farklılık göstermektedir.
Yaşımıza ve cinsiyetimize göre günlük ihtiyaç duyduğumuz mineralleri öğrendikten sonra hangi besinde (yiyecekler ve sular) hangi mineralin ne miktarda olduğunu bilmemiz bizler için son derece önemlidir.
Konuştuğumuz bir çok insanın hazır içme sularında, su arıtma cihazları ile arıtılan sularda, maden sularında, peynirde, yoğurta ve diğer tüm besinlerde insan vücudu için gerekli olan minerallerin ne miktarda olduğu konusunda derin bir şüphe içinde olduklarını gördük . Bizde bir araştırma yapıp bu konunun netleşmesine katkıda bulunmak için kolları sıvadık. İlk önce bir çok web sitesini ziyaret ettik: yaptığımız incelemelerde hangi besinde hangi minerallerin olduğu bilgisi verilmiş ancak hangi miktarda olduğu ve insan vücudunun günlük ne kadar mg mineral ihtiyacı duyduğu belirtilmemişti. Genel olarak bu bilgiler yabancı kaynaklarda dağınık olarak bulunuyordu bizde bu bilgileri derleyip basit bir şekilde sizlere sunmaya çalıştık Umarız memnun kalırsınız.
Mineraller
Karbonhidratlar, proteinler ve yağlarla karşılaştırıldığında organizmanın vitamin ve mineral gereksinimi çok az miktarlardadır. Bu nedenle mikro besin öğeleri olarak adlandırılan vitamin ve mineraller doğrudan birer enerji kaynağı olmamakla birlikte enerji sağlayan birçok mekanizmada düzenleyici olarak görev yapan öğelerdir.
Günlük gereksinmemiz 250 mg’ın üzerinde olan mineraller makro minerallerdir ve Sodyum, potasyum ve klor elektrolitleri ile kalsiyum, magnezyum ve fosfor bu gruptadırlar. Krom, bakır, flor, iyot, demir, manganez, molibden, selenyum ve çinko gereksinimi günlük 20 mg’ın altındadır ve bunlara eser elementler denir. Bunlardan günlük alım düzeyleri belirlenenler sadece demir, çinko, iyot ve selenyumdur.
KULLANILAN ÖLÇÜ BİRİMLERİ : 1000 mg = 1 gr -  1000 gr = 1 kg
KALSİYUM                                   
Vücut Çalışmasındaki Görevleri                            
Kemiklerin ve dişlerin yapımı, kasların kasılması, sinirlerin çalışması, normal kan, basıncının sağlanması, kanın pıhtılaşması, hücrelerin bir arada tutulması için gereklidir. Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde , geri kalan %1’i ise vücut sıvılarında ve hücrelerde bulunmaktadır.
Kalsiyumun Yetersizliğinde;
Kalsiyum ve D vitamininin yetersizliğinde; çocuklarda raşitizm, yetişkin kadınlarda osteomalasia ve yaşlılarda osteoporoz görülür. Raşitizm ve osteo-malasia kemiklerin gelişememesi, yumuşaması ve eğrilmesidir. Osteoporoz ise kemiklerin kırılabilir duruma gelmesidir. Kalsiyum emilimini; D vitamini, sütte bulunan laktoz, C vitamini, organik asitler, bazı amino asitler kolaylaştırır. Mayalandırılmamış undan yapılan ekmeğin tüketimi, antasitli ilaçların uzun süre ve fazla miktarda kullanılması ise emilimi engeller.
Kalsiyumun En Çok Bulunduğu Besinler
Süt ve süt ürünleri ( yoğurt, peynir, dondurma vb.) en iyi kalsiyum kaynağıdır. Süt ve ürünlerinde bulunan kalsiyumun emilimi fazladır. Yumurta sarısı, tahıllar, kuru baklagil ve yağlı tohumlar da iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllarda bulunan kalsiyumun emilimi ise düşüktür. Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan okzalatlar (okzalik asit) ve tahıllarda bulunan fitatlar (fitik asit) kalsiyumla birleşerek ince barsaklardan emilimi engeller. Diyetin posa miktarının fazla olması da kalsiyum emilimini olumsuz yönde etkiler.
Günlük Kalsiyum İhtiyacı
Yetişkin bireyler için günlük ihtiyaç 1000 mg’dır. Çocuklarda 800 mg, adölasan çağında 1300 mg ve gebe ve emzikli kadınlarda 1300 mg’dır.
Kalsiyum mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
 Besin Adları 8mg/100gr) İçeriği
 Maden suyu  23,5mg
 Hazır su 1,5mg
 Yoğurt 245mg
 Peynir 633,3mg
 Süt 125mg
 Ayran  83mg
 Enginar 60mg
FOSFOR
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Fosfor; kalsiyumla birlikte kemiklerin ve dişlerin oluşumunda, besin öğelerinin metabolizmasında görev alan enzimlerin yapısında bulunur ve hücre çalışması için gereklidir. Ayrıca fosfor vücut sıvılarının asit ortama dönüşümünü engeller, hücre içi ve dışı sıvıların dengede tutulmasını sağlar. Vücuttaki fosforun %90’ı kemiklerde ve dişlerde, geri kalan %10’u ise vücut sıvılarında ve hücrelerde bulunur.
Fosforun En Çok Bulunduğu Besinler
Protein yönünden zengin besinlerin fosfor içeriği de yüksektir. Süt ve türevleri, et ve türevleri, tavuk, balık, yumurta, tahıllar, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar önemli fosfor kaynağı besinlerdir.
Günlük Fosfor İhtiyacı :
Fosfor ihtiyacı da kalsiyum ihtiyacı kadardır. Kalsiyumun fosfora oranı diyette bire bir olmalıdır. Fosfor ihtiyacı
1-10 yaş arası çocuklar için 800 mg11-24 yaş için 1200 mg ve 24 yaş üzeri bireylerde 800 mgdır.
Fosfor mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
 Besin Adları ( mg/100gr) İçeriği
 Maden Suyu 0
 Hazır su 0
 Alabalık  238mg
 Tavuk eti 201mg
 Dana eti 168mg
Kabak Çekirdek  1144mg
  Kuru Fasulye 425mg
 Peynir  300mg
SODYUM, KLOR ve POTASYUM
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Vücut mineral içeriğinin %2’sini sodyum, %5’ini potasyum ve %3’ünü ise klor oluşturur. Sodyum, klor ve potasyum tüm vücut sıvılarında ve dokularda bulunur. Bu elementlerin vücuttaki en önemli görevleri vücut su dengesini, asit-baz dengesini ve kas çalışmasını sağlamaktır. Sodyum, klor ve potasyum ince barsaklardan emilir, idrar, dışkı ve terle atılır. İshal, kusma, aşırı idrar yapma, aşırı terleme ile vücuttan bu mineraller kayba uğrar.
En Çok Bulunduğu Besinler
Sodyum ve klorun temel kaynağı tuzdur. Ayrıca her besin belirli oranlarda sodyum içermektedir. Meyvelerde sodyum oranı çok düşüktür. Diyetle süt, et, tahılların, taze sebze ve meyvelerin yeterli düzeyde tüketimi ile potasyum ihtiyacı karşılanır. Salamura edilmiş ve bazı işlenmiş besinlerde tuz miktarı yüksek oranda bulunur.
Günlük Sodyum, Potasyum ve Klor Gereksinmesi :
Normal bir diyetle sodyum, klor ve potasyum ihtiyacı karşılanır. Kişilerde kan basıncı yükseldiğinde (hipertansiyon) sodyum (tuz) kısıtlaması gerekir. Günde 2-3 gram sodyum, 2-4 gram potasyum yetişkinler için yeterlidir. Günlük tuz tüketimi 6 gramı geçmemelidir. Bu miktarda tuz 2.4 gram sodyum sağlar ve normal koşullarda yetersizliği söz konusu değildir. Günlük klor ihtiyacı en az 750 mg dır.
Sodyum yani iyot, klor ve potasyum iç içe minerallerdir ve hemen hemen her besinde bulunur. Bu neden ile vücutta eksikliği pek görülmez. Bir çay kaşığı tuz 6 mg sodyum içermektedir.
Potasyum mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
 Besin Adı ( mg/100gr) İçeriği
 Maden suyu 63,1mg
 Hazır su 0,4mg
 Patates mg/150gr 515mg
 Mantar 318mg
 Kuru Kaysı mg/65gr 515mg
 Somon 630mg
 Domates 292mg
Yoğurt329mg
MAGNEZYUM
Vücutta Çalışmasındaki Görevleri
İnsan vücudunda bulunan ortalama 20-28 gram magnezyumun %60’ı kemiklerde, %27’si kaslarda, %13’ü ise diğer dokularda ve vücut sıvılarında yer almaktadır. Magnezyumunun vücutta enerji metabolizmasının, kas ve sinir sisteminin düzenli çalışması, kemik ve dişlerin oluşumu, kan basıncının düzenlenmesi gibi görevleri vardır.
Magnezyumun En Çok Bulunduğu Besinler:
Kuru baklagiller, yağlı tohumlar, rafine edilmemiş tahıl taneleri ve koyu yeşil yapraklı sebzeler önemli magnezyum kaynağıdır.
Günlük Magnezyum Gereksinmesi
Günlük alınması gereken miktar yetişkin erkek ve kadınlarda ise 320-400 mgdır. İhtiyaç 1-3 yaş grubu çocuklarda 80 mg4-6 yaşta 120 mg ve 7-10 yaşta ise 170 mg ‘dır.
Mağnezyum mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
 Besin Adları ( mg/100gr) İçeriği
 Hazır su 0,2mg
Maden suyu 54,2mg
 Kabak Çekirdeği446mg 
 Çavdar unu248mg 
 Buğday unu13,8mg 
Ispanak79mg 
 Kaju300mg 
 Badem  286mg
DEMİR
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Yetişkin bir insan vücudunda ortalama 3-5 gram demir bulunur. Demirin çoğunluğu kanda ve kırmızı kan hücrelerinde hemoglobinde bulunur. Hemoglobinin yapısında bulunan demirin vücutta görevi oksijen taşımaktır. Akciğerlerden oksijeni hücrelere, hücrelerden de karbondioksiti akciğerlere taşır.
Demirin En Çok Bulunduğu Besinler
Et ve et türevleri, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllar demir kaynağıdır. Pekmez ve kuru meyveler de iyi bir demir kaynağıdır. Diyette C vitamininin ve etin bulunması, bitkisel kaynaklı demirin emilimini arttırır. Bu nedenle her öğünde C vitamininden zengin besinlere yer verilmelidir. Tahıllarda demir emilimi engelleyen fitatların etkisinin ortadan kaldırılması amacıyla ekmek mayalandırılarak yapılmalıdır. Yemek esnasında çay içilmesi de demirin emilimini azalttığından, çay öğün aralarında ve açık olarak içilmelidir.
Demir Yetersiz Alındığında;
Demir yetersizliğinde kansızlık görülür. Barsak parazitleri besinlerle alınan demire ortak olur ve kansızlığa neden olur. Anemik olan kişilerde kanda hemoglobin düzeyi düşer ve kırmızı kan hücrelerinin sayısı azalır. Diyetle demiri yetersiz tüketen okul çocuklarının sık hastalandıkları ve okula devam edemedikleri, öğrenme, algılama ve dikkatlerinin azaldığı ve okul başarılarının düştüğü bilinmektedir.
Günlük Demir Gereksinmesi
Diyetin hayvansal veya bitkisel kaynaklı besinlere dayalı olması ihtiyaçta farklılık gösterir. Ülkemizde diyetin tahıllara dayalı olması nedeniyle yetişkin erkeklerde günde 10 mg, kadınlarda 15-18 mg , gebe kadınlarda ise 27-30 mg demir tüketimi önerilmektedir.
Demir mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
Besin Adı ( mg/100gr)İçeriği
 Maden Suyu0,23mg
 Hazır su  0
Dana eti3mg
Tavuk ciğeri12mg 
 Siyah Çikolata12mg 
Fındık 4.7mg 
Ekmek4mg 
Mercimek  7mg
İYOT
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Yetişkin bir bireyin vücudunda 15-20 mg iyot bulunur. Bunun %70’i tiroit bezinde, geri kalanı ise dokularda ve kandadır. Tiroit bezinin çalışması için iyot gerekir. İyot, tiroit bezinde tiroit hormonlarının yapımında görev alır.
İyot yetersizliğinde;
İyodun yetersiz alınması iyot yetersizliği hastalıklarına neden olur. Ülkemizde bazı bölgelerde (Karadeniz ve Akdeniz’in iç kesimleri ile Doğu ve İç Anadolu bölgesinde) toprakta ve suda iyot yetersizliği olduğu için bu bölgelerde yetişen besinlerle beslenen kişilerde basit guatr hastalığı görülür.Guatr boynun ön tarafında bulunan tiroit bezinin büyümesidir. İyot eksikliği olan bölgelerde yaşayan kadınlarda; düşük, ölü doğum, düşük doğum ağırlığı, üreme sorunları görülür. İyot yetersizliği olan gebe kadınların doğurdukları çocuklarda kretenizm görülebilir. Çocuk yapısal bozukluklarla doğar, büyüme ve gelişmesi geri kalır, sağırlık ve dilsizlik, şaşılık görülür zihinsel yetenekleri gelişemez ve geri zekalı olurlar. iyot yetersizliği hastalıkları önemli bir halk sağlığı sorunudur ve çözüm yolu ise iyotlu tuzun kullanılmasıdır. İyotlu tuz guatrı tedavi etmez, oluşmasını ve daha fazla büyümesini önler.
İyotun En Çok Bulunduğu Besinler
Deniz ürünleri, özellikle balık iyot kaynağıdır. İyodu yeterli toprakta yetişen besinler ve su yeterli iyodu sağlar. İyot yetersizliği hastalıklarının görüldüğü ülkelerde tuza, suya, ekmeğe iyot eklenmektedir. İyotlu tuz koyu renkli naylon torbalarda ve kapalı kaplarda saklanmalıdır.
Günlük İyot Gereksinmesi
Yetişkin bir bireyin ve gençlerin günlük iyot ihtiyacı 150 mcg çocuklarda 90 mcgdır. İhtiyaç gebelik döneminde 220 mcg, emziklilikte ise 290 mcgdır.
İçme sularında bulunmayan bir mineraldir. Yemeklerde ve masada kullandığınız tuzu iyotlu tuzla değiştirmek günlük olarak almanız gereken iyodu fazlasıyla sağlayacaktır.
ÇİNKO
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Çinko vücudumuzda en fazla karaciğer, pankreas, böbrekler, kemik, kaslarda ve diğer dokularda bulunur. Çinko vücutta önemli metabolik görevleri olan enzimlerin yapısında yer alır. Büyümede, Hücresel bağışıklığın oluşumunda etkindir.
Çinko Yetersizliğinde ;
Yetersizliğinde; fiziksel olarak büyümede gerilik (cücelik), hastalıklara dirençsizlik, yaraların iyileşmesinde gecikme, tat ve koku algılamada bozukluklar gibi belirtiler görülür.
Çinkonun En Çok Bulunduğu Besinler
Et, karaciğer, yumurta ve deniz ürünleri çinkonun en iyi kaynağıdır. Süt ve ürünleri, kuru baklagiller, yağlı tohumlar ve tahıllar yeterince çinko içerirler. Aşırı saflaştırılmış unlarda çinko miktarı azalır. Ayrıca tahılların kepek kısmında bulunan fitatlar da çinkonun vücutta kullanımını engeller. Çinko yetersizliği daha çok kepekli tahıl ürünleri ile beslenen toplumların sorunudur.
Günlük Çinko Gereksinmesi
Yetişkin erkeklerde günlük 15 mg, kadınlarda 12 mg, 1-10 yaş arası çocuklarda 10 mg çinko alımı önerilmektedir. Gebelik ve emziklilikte 15 mgdır.
Çinko mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
Besin adı mg / 100grİçeriği 
Maden suyu
Hazır su 0
Tahin 8 mg
Dana eti 5 -10 mg
K. Çekirdeği 7,6mg 
Fasulye3,5mg 
Mercimek 4mg
FLOR
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Flor; vücutta çoğunlukla dişlerin ve kemiklerin yapısında bulunur. Florun en önemli görevi diş çürüklerinin önlenmesidir. Yeterli flor alımı osteoporozu önlerken aşırı flor alımı ise osteoporoza neden olur.
Florun En Çok Bulunduğu Besinler
Besinlerin flor içeriği yetiştikleri toprağın flor içeriğine bağlıdır. Deniz ürünleri ve çayda flor bulunur. Florun esas kaynağı sudur. İçme sularındaki flor miktarı litrede 0.7 -1.2 mg arasında olduğunda , toplumda diş çürüklerinin görülme sıklığı azalır. Sularda flor miktarı litrede 0.7 mg’ın altına düşerse diş çürükleri sık görülür, bu oran 2 mg üstüne çıktığında dişlerin yüzeyinde sarımsı kahverengi lekeler görülür, bu belirtiye florozis denir. Ülkemizde Isparta, Burdur yöresinde florozis sorununa rastlanmaktadır.
Günlük Flor Gereksinmesi
Günlük önerilen güvenilir alım düzeyi 1.5-4.0 mg dır.
Flor minerali en fazla deniz ürünlerinde yer alır. Deniz ürünlerinden ise somon balığı önemli yer tutar. Çayda da flor mineralinden hatırı sayılır derecede bulunmaktadır.
Flor mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
 Besin Adı İçeriği
 Maden suyu Yok
İçme suyu  Yok
Balık Var 
 Çay Var
SELENYUM
Vücutta Dağılımı ve Görevleri
Selenyum, vücutta az miktarda bulunan temel bir mineraldir. Özellikle E vitamini ile birleştiğinde antioksidan olarak çalışır ve hücre yapısına zarar veren serbest radikallere karşı koruma sağlar.
Selenyum'un En Çok Bulunduğu Besinler
Bitkisel gıdalar selenyum bakımından zengindir ancak bir bitkinin ne kadar selenyum içerdiği yetiştiği toprakta ne kadar selenyum bulunduğuyla doğru orantılıdır.Aynı durum hayvansal gıdalar içinde geçerlidir. Yani bitkisel gıdaların ve hayvanların yetiştirildiği coğrafya, besin içinde bulunan selenyum miktarını belirler.
Günlük Selenyum Gereksinmesi
0-6 Ay: 15 mcg
7-12 Ay: 20 mcg
1-3 Yaş: 20 mcg
4-8 Yaş: 30 mcg
9-13 Yaş: 40 mcg
14-18 Yaş: 55 mcg (E), 60 mcg (K)
19 Yaş Üstü: 55 mcg (E), 60 mcg (K)
Gebelik Dönemi: 60 mcg Emzirme Dönemi: 70 mcg
Selenyum mineralinin bazı besinlerde hangi miktarda bulunduğunu gösteren tablo
Besin Adı (100gr / mcg )İçeriği
Maden suyuYok
Hazır suYok
Kuzu ciğer116mcg
Kabak Çekirdek60mcg
Tavuk23mcg
Balık69mcg
1gr = 1000000 microgram
BAZI KAYNAKLAR
Melih Şah Üniversitesihttp://health.utah.gov
Forumgerçek.comods.od.nih.gov
oregonstate.eduhttp://www.vrg.org/
 Mağnezyum.gen.tr iyi gelen yiyecekler
http://ajcn.nutrition.org/Sağlıkvakti.com
İyiyaşa.com Popiler Medeikal
 Mens Health İyigelen Yiyecekler
 onikibilgi.com Gata.edu.tr
 anademi.com